Изучаем турецкий язык с нуля!
Тексты для чтения


Kral ve Bülbül - Король и соловей

Kral ve bülbül - Король и соловей

I. bölüm

Uzun yıllar önce Çin’de bir kral vardı. Kralın sarayı çok büyük ve çok güzeldi. Çatısı altındı. Pencerelerinde bin tane lâmba vardı. Koridorları uzun ve bahçeleri sayısızdı.
Sarayın çevresinde yeşil bir orman ve mavi bir deniz vardı.
Ormanda sayısız hayvan vardı. Fakat hayvanların en meşhuru küçük gri bülbüldü. Sesi çok güzel ve harika idi. İnsanlar her yerde bülbülün güzel şarkılarından bahsetti.
Balıkçılar deniz kenarında bülbülün güzel sesini dinledi. Herkes bülbülün güzel şarkılarını duydu ama kimse onu görmedi.
Bülbül Çin’de ve komşu ülkelerde meşhur oldu. Uzak ülkelerden insanlar bülbülü dinlemek için ormana geldiler. Şairler bülbül için şiirler yazdılar. Ülkede herkes bülbülün ününü duydu. Yalnız ülkenin kralı bundan haberdar değildi.

II. bölüm

Bir gün bir şair, kralın huzuruna çıktı ve ona bülbül şiirini okudu. Kral şiirden çok etkilendi. Şaire:
- Bu güzel kuş nerede yaşıyor? diye sordu.
- Bülbül bir ormanda yaşıyor, dedi şair.
- Hangi ormanda? dedi kral.
Şair:
- Sizin ormanınızda, yüce kralım, dedi.
Kral bu duruma çok kızdı. Vezirlerine:
- Neden daha önce bu bülbülden beni haberdar etmediniz? diye sordu.
Sonra başveziri yanına çağırdı. Ona:
- Güzel sesli bülbülü duydun mu? Diye sordu.
Vezir:
- Evet, yüce kralım duydum. Fakat önemli görmedim. Bu yüzden size hiç bahsetmedim, dedi. Aslında başvezir krala yalan söyledi. Bülbülü hiç duymadı ve görmedi.
Kral:
- Hemen bana bülbülü getir! Yoksa başını keserim! diye bağırdı.
Başvezir:
- Peki, yüce kralım, dedi. Başını eğdi ve gitti.
Başvezir bülbülü aramaya başladı. Sarayda insanlara sordu. Bahçıvanlara, askerlere, aşçılara hatta çocuklara bile sordu. Herkes:
- Elbette biz bülbülü biliyoruz. Ama onu hiç görmedik, dediler.
Başvezir saraya geri döndü. Krala:
- Yüce kralım, herkes bülbülü biliyor, ama kimse onu görmedi, dedi.
Kral çok sinirlendi ve:
- Çabuk bana bülbülü getirin, diye bağırdı.
Başvezir eteklerini topladı ve odadan ayrıldı. Askerlere:
- Bana bülbülü bulun. Kral onu görmek istiyor, diye emretti.
Askerler atlara bindiler ve bülbülü aradılar. Çiftçilere, çobanlara ve tüccarlara sordular. Sonra saraya geri döndüler ve başvezire:
- Biz herkese küçük bülbülü sorduk. Kimse bilmiyor. Sarayda çamaşırcının kızı var. Sadece ona sormadık, dediler. Başvezir:
- Gidin ve ona da sorun, dedi.
Askerler kızı bir ağaçın altında gördüler ve yanına gittiler. Kıza:
- Sen hiç harika sesli bülbülü gördün mü? diye sordular.
Kız cevap verdi:
- Evet bülbülün sesini duydum ve onun yuvasını gördüm. Harika bir sesi var, dedi. Askerler kızı saraya götürdüler. Vezirin huzuruna çıktılar. Vezir kıza:
- Bak kızım, biz bülbülü arıyoruz. Lütfen bize yardım et bizi bülbüle götür, sana ödül vereceğim, dedi. Kız cevap verdi:
- Ben ödül istemiyorum. Bu küçük bir iyilik, dedi. Sonra başveziri ve askerleri ormana götürdü. Başvezir ormanı tanımadı. Birden bir karga gakladı. Kargayı bülbül sandı ve:
- Ben bülbülün sesini duyuyorum, çok güzel, dedi.
Çamaşırcının kızı güldü ve:
- O bülbül sesi değil, o bir karga, dedi. Küçük kız başveziri ve adamlarını ormanın derinliklerine götürdü. Ağaçlar çok sıktı ve orman çok karanlıktı. Aniden bir kurbağa sesi duydular.
- İşte bu bülbül, onu bulduk! Fakat çok tuhaf bir sesi var, dedi. Çamaşırcının kızı daha çok güldü ve:
- Siz ormanı hiç tanımıyorsunuz galiba. Bu bir kurbağa, bülbül değil, dedi.
Küçük kız, başvezir ve askerler yollarına devam etti. Ormandaki ağaçlar azaldı ve ormanın sonundaki koyu mavi deniz göründü. Denizin kenarında bülbülün sesini duydular. Bu harika bir sesti. Uzun süre bülbülü dinlediler. Başvezir:
- Bu dünyanın en güzel sesi, dedi.
Çamaşırcının kızı ağacın dalında küçük gri bülbülü gördü ve:
- İşte orada, işte o harika kuş, dedi. Başvezir çok şaşırdı ve:
- Bülbül şu küçük ve çirkin kuş mu? Dedi.
Bülbül; veziri, askerleri ve küçük kızı görünce sustu. Çamaşırcının kızı:
- Sevgili küçük bülbül, bizim kralımız senin şarkılarını dinlemek istiyor, dedi. Bülbül küçük kızı kırmadı. Uzun süre söyledi. Başvezir ve askerler bülbülü dinlediler. Birbirlerine:
- Neden biz bu kuşun sesini daha önce duymadık? Diye sordular. Sonra başvezir:
- Küçük bülbül, lütfen bizimle saraya gel. Kralımız seni görmek istiyor, dedi.
Bülbül:
- Ben sizi kral sandım. Bu sebeple size şarkı söyledim kral buraya gelsin, burada beni dinlesin, dedi.
Vezir cevap verdi:
- Fakat bizim kralımız çok yaşlı, ormanda yürümez, dedi.
Bülbül:
- Haklısınız, tamam, dedi.

III. bölüm

Beraber saraya gittiler. Kralın huzuruna çıktılar. Kral bülbülü gördü ve çok sevindi. Büyük ziyafet verdi. Odanın içinde çiçekler vardi. Odanın ortasında özel bir tünek koydular. Bülbül tüneğin tepesine kondu. Kral saray halkını ziyafete çağırdı. Herkes bülbülün sesini dinlemek istedi. Kral küçük bülbüle seslendi:
- Küçük bülbül, lütfen bize şarkılarını söyle! dedi.
Bülbül şarkı söylemeye başladı. İnsanlar bülbülün sesinden çok etkilendi. Kral ağladı, gözyaşları yanaklarından aktı. Kral bülbüle ödül vermek istedi ve ona altın bir kafes verdi. Ama bülbül bu hediyeyi kabul etmedi. Ve krala:
- Siz bana en güzel hediyeyi verdiniz, dedi.
Kral:
- Ben sana ne verdim? diye sordu. Bülbül:
- Siz benim şarkılarıma ağladınız, bu benim için çok değerli bir hediye, dedi. Kral bülbüle:
- Sevgili bülbül, lütfen burada kal, ormana geri dönme, dedi.
Bülbül biraz düşündü. Sonra «Tamam» cevabını verdi. Bülbül sarayda yaşadı ve krala şarkılar söyledi. Bazen saraydan sıkıldı. O zaman uçmasına izin verdi kral. Ama bülbülün ayağına uzun bir ip bağladı. Bir asker bu ipi tuttu.

IV. bölüm

Bir gün kralın habercisi parlak bir kutu getirdi. Kral:
- Bu nedir? Diye sordu. Habercisi:
- Bir hediye yüce kralım, dedi. Kral:
- Kutunun içinde ne var? dedi. Habercisi:
- Bilmiyorum, diye cevap verdi.
Kral kutuyu açtı. Kutunun içinde oyuncak bir bülbül vardı. Bülbülün üstünde elmaslar, zümrütler ve çeşitli mücevherler vardı. Bir de üstünde küçük bir anahtar vardı. Kral anahtarı çevirdi. Oyuncak bülbül şarkı söyledi.
Sesi çok güzeldi. Saray halkı altın bülbülü çok sevdi. Onu tekrar tekrar kurdular. Ve şarkılarını dinlediler. «Altın bülbül gerçek bülbülden daha güzel» diye düşündüler. Kral askerlerine:
- Hangisi daha güzel acaba? dedi. Sonra da:
- Bana gerçek bülbülü getirin, diye emretti.
Bir asker bahçeye gitti. Bülbülün ipini çekti. Fakat bülbül yoktu. Hemen kralın yanına koştu ve:
- Kralım, gerçek bülbül bahçede yok. Gitti, dedi.
Kral çok üzüldü. Hiçbir şey yemedi ve içmedi. Saray halkı ve başvezir kralı teseli etmek istediler.
- Üzülmeyin yüce kralımız. Küçük bülbülü unutun. Bizim altın bülbülümüz burada. Bu kuş çok güzel ve daha çok değerli. Elmasları ve zümrütleri yıldızlara benziyor. Ayrıca bu bülbül uçmuyor ve sizi terk etmiyor, dediler.
- Kralı teselli edemediler. Kral çok üzüldü.
- Ama altın bülbül sadece şarkı söylüyor. Ve onun şarkıları cansız ve mekânlık, dedi.
Başvezir:
- Hayır efendim. Altın bülbülü ayarladılar. Yeni şarkılar da söylüyor, dedi.
Başvezir askerlere emretti ve bülbülü getirdiler. Kral yeni şarkıları dinledi. Yavaş yavaş yeni bülbüle alıştı. Ve eski bülbülü unuttu.

V. bölüm

Bir gece kral yatağa uzandı ve bülbülü dinlemeye başladı. Kuş birden bozuldu ve sustu. Kral tamirciyi çağırdı. Tamirci kuşu tamir etti. Sonra krala:
- Kralım, bülbülü tamir ettim. Ama eski bülbül gibi olmadı. Artık güzel şarkı söylemiyor, dedi.
Kral:
- Onu tamir edin. Hemen tamir edin! Diye bağırdı. Tamirci:
- Tamam yüce kralım, çalışıyorum, dedi. Fakat kuş eskisi gibi olmadı. Tamirci tekrar kralın yanına gitti ve:
- Yüce kralım tamir ettim. Fakat ayda bir defa şarkı söyleyebilir, dedi.
Kral bu duruma çok üzüldü. Üzüntüden hasta oldu ve yatağa düştü.
Saray halkı da çok üzgündü. Sarayda bir sessizlik oldu. Bir gün kral:
- Neredesin benim küçük gri bülbülüm! Seni çok özledim. Senin o güzel şarkılarını dinlemek istiyorum, dedi.
Tam o sırada, pencereden bir ses geldi. Bu bülbülün sesiydi. Kral kendini iyi hissetti.
- Benim küçük kuşum! Geri mi döndün? Teşekkür ederim. Biliyorum, seni çok üzdüm! Ne olur burada kal. Sana hediye vermek istiyorum, dedi. Bülbül sessizce:
- Siz bana en değerli hediyeyi verdiniz, dedi.
Kral:
- Ben sana ne verdim ki? Sana altın bir kafes sundum. Fakat sen onu kabul etmedin, dedi.
Bülbül:
- Siz benim şarkılarıma ağladınız. Sizin gözyaşlarınız benim için çok kıymetli. Elmastan, zümrütten daha kıymetli, dedi.
Kral:
- Benim küçük kuşum, lütfen beni bırakma. Artık ben altın bülbülü istemiyorum, dedi.
Bülbül krala:
- Onu atmayın. O size yardımcı oldu, dedi.
Kral:
- Ama artık ona gerek yok. Sen buradasın, dedi.
Bülbül:
- Ben özgür olmak istiyorum. Fakat sizin yanınıza sık sık gelebilirim. Şimdillik hoşça kalın, dedi ve sonra pencereden uçtu gitti.
Küçük bülbül sözünü tuttu ve kralı sık sık ziyaret etti. Ona yine güzel şarkılarını söyledi. Ayrıca krala ülkeden ve halktan haber getirdi. Fakirleri söyledi.
Bir süre sonra kral sağlıklı oldu ve Çin’de en merhametli kralı oldu.

Словарь к тексту

alışmak - привыкать
aniden - вдруг
at - лошадь
at(a) binmek - садиться на лошадь
ayarlamak - регулировать, выверять
azalmak - уменьшаться
bağlamak - привязывать
bahçıvan - садовник
bahsetmek - вести речь, говорить
balıkçı - рыбак
başvezir - главный визирь
bozulmak - сломаться
bülbül - соловей
çamaşırcının kızı - дочь прачки
çevirmek - поворачивать
çiftçi - фермеры
Çin - Китай
çirkin - странный, некрасивый
çoban - пастух
dal - ветвь, ветка
değerli - ценный
eğmek - склонить
elmas - алмаз
emretmek - приказывать
etkilenmek - (исх.) проникнуться, повлиять
gaklamak - каркать
gri - серый
halk - народ
harika - чудесный
hayvan - животное
hissetmek - чувствовать
huzur - покой
izin vermek - разрешать
ip - веревка
ipini çekmek - тянуть за веревку
kabul etmek - принимать
kafes - клетка
karanlık - темнота
karga - ворона
kenar - край
kesmek - резать, отрезать
kıymetli - дорогой
koyu - темный
kral - король
kurbağa - лягушка
merhamet - милосердный
meşhur - известный
mücevher - драгоценности
orman - лес
oyuncak - игрушечный
ödül vermek - давать премию, наградить
özel - специальный
özgür - свободный
parlak - сверкающий, блестящий
sanmak - считать, полагать
saray - дворец
sayısız - бесчисленный
sebep - причина
sunmak - преподносить, вручать
susmak - молчать
şair - поэт
tamir etmek - ремонтировать
tamirci - мастер по ремонту
tepe - верхушка, холм
terk etmek - оставлять, покидать
teselli etmek - утешать
tuhaf - странный
tüccar - торговец
tünek - шест
uçmak - летать
urmak - заводить
ün - слава
üzüntü - огорчение
vezir - визирь
yüce - ваше величество
ziyafet vermek - устраивать банкет
zümrüt - изумруд

Вопросы к тексту

  1. Kral nerede yaşamış?
  2. Kralın sarayı nasıldı?
  3. Hayvanlardan en meşhur kimdi?
  4. Bülbülün sesi nasıldı?
  5. Bülbülün şarkılarını dinlemek için insanlar nereye geldiler?
  6. Ülkenin kralı Bülbülün ününü duydu mu? Ülkenin kralı Bülbülden haberdar oldu mu?
  7. Kralın huzurunda şair hangi şiiri okudu?
  8. Kral neden, neye çok kızdı?
  9. Kral şiirden etlikendi mi?
  10. Kral başvezire ne emretti?
  11. Başvezir bülbülü bulmak için kime sordu?
  12. Başvezir askerlere ne emretti?
  13. Kim bülbülün yuvasını gördü?
  14. Başveziri ve askerleri kim ormana götürdü?
  15. Başvezir ormanı tanıdı mı?
  16. Bülbülün yuvası neredeydi?
  17. Başvezir bülbülü görünce neden çok şaşırdı?
  18. Bülbül saraya gitti mi?
  19. Kral bülbülü görünce sevindi mi?
  20. Bülbül şarkı söylerkın kral ağladı mı?
  21. Kral bülbüle nasıl bir hediye vermek istedi?
  22. Bülbül hediyeyi kabul etti mi?
  23. Bülbül sarayda kaldı mı?
  24. Bülbül bazen saraydan sıkıldı mı?
  25. Haberci krala ne getirdi?
  26. Kutunun içinde ne vardı?
  27. Saray halkı altın bülbülü sevdi mi?
  28. Gerçek bülbül bahçede miydi?
  29. Kral neden çok üzüldü?
  30. Saray halkı kralı teselli edebildi mi?
  31. Kral yeni bülbüle alıştı mı?
  32. Kral ne için tamirciyi çağırdı?
  33. Altın bulbul tamir edildikten sonra ayda kaç defa şarkı söyleyebildi?
  34. Kral niçin kendini iyi hissetti?
  35. Bülbül özgür olmak istedi mi?
  36. Bülbül kralı sık sık ziyatet etti mi?
  37. Kral nasıl bir kral oldu?